Çocuklarla doğru iletişim
Çocuk yetiştirmek dediğimiz şey hayatı şekillendiriyor. Çocuklukta yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz kişiliğimizi şekillendirir. Başka bir deyişle, çocukluk deneyimlerimiz aslında tüm hayatımızı yönlendirir. Hayatınızı tasarlarken göz önünde bulundurmanız gereken birçok nokta var. Bunlardan biri, belki de en önemlisi, çocukla sağlıklı iletişim kurmaktır. Çocuğunuzla iletişim kurma şekliniz, kendilerine ve başkalarına bakış açıları, okuldaki başarıları, iş ve evlilik gibi alanlardaki kararları, özgüvenleri, yaşam zevkleri, iletişim kurma yetenekleri, davranışları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. kişilerarası ilişkiler ve çok daha fazla zihinsel sağlık.
Peki çocuklarla sağlıklı iletişim kurmak için ne yapmalıyız?
Öncelikle iletişim kurarken çocuğun göz hizasında olmalı ve onunla göz teması kurmalıyız. Böylece çocuk kendini değerli ve anlaşılmış hisseder. Bu davranış çocuğun hem kendine güvenini hem de iletişim kurduğu yetişkinle olan ilişkisini olumlu yönde etkiler.
Doğru ses tonu da çocuklarla iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken noktalardan biridir. Ses tonumuz normal seviyede olmalıdır. Çok düşük veya çok yüksek bir ton tercih edilmemelidir. Çünkü her ikisi de çocuğun sizi anlamasını ve size konsantre olmasını zorlaştıracaktır. Ayrıca konuşmanızı jestler ve yüz ifadeleriyle zenginleştirmek, çocuğun söylediklerinize odaklanmasını kolaylaştırır.
“Ben” dilinin kullanılması da sağlıklı iletişim için gerekli noktalardan biridir. Dili kullanmak için yapmam gereken üç şey var. Bu; Çocuğa rahatsız edici davranışı tanımlayın, davranışın etkisini açıklayın ve kendi duygularınızı çocuğa iletin. Örneğin, ödevini yapmak istemeyen bir çocuğu ele alalım. Çocuğa “Eğer ödevini yapmazsan (davranışını tarif et), açıklanan hususları anlayamadığını (davranışın etkisi) ve endişeliyim (duygularını ifade et)” şeklinde verilebilir. I dili ile iletişim örneği.
Dinlemek iletişimin temel taşıdır. Bir ebeveynin çocuklarıyla iletişim kurarken ilk hedefi, onları gerçekten aktif bir şekilde dinlemek ve ne dediklerini anlamak olmalıdır. Çünkü tam olarak anlamadığımız biriyle sağlıklı iletişim kuramıyoruz. Aktif dinlemenin ilk kuralı, başka bir şey yapmadan sadece diğer kişinin ne söylediğine odaklanmaktır. Başka bir deyişle, telefonu tutarken çocuğu dinlemek etkili bir dinleme şekli değildir. Çocuğunuzu aktif olarak dinlemenin onun gelişimi ve çocuğunuzla olan ilişkiniz üzerinde birçok olumlu etkisi vardır. Ebeveynleri tarafından dinlenen çocuk, söylediklerine değer verir, bu da özgüvenlerini artırır. Ayrıca çocuklar modellik yoluyla iletişim kurmayı öğrenirler. Başka bir deyişle, onu aktif olarak dinlerseniz, bir süre sonra sizi ve etrafındakileri aktif olarak dinlemeye başladığını fark edebilirsiniz. Başka bir deyişle, “Çocuğum beni dinlemiyor” demeden önce “Çocuğumu gerçekten dinliyor muyum?” diye sormanız faydalı olacaktır.
Çocuklara sürekli olarak ne yapmamaları gerektiğini söylemek de yapılan iletişim hatalarından biridir. Bunun yerine çocuğa “ne yapacağını” söylemek daha etkilidir. Bir örnek, arzularını ifade eden bir çocuğa “çığlık atma” yerine “daha sessiz konuşursan seni daha iyi anlıyorum” diye bağırmak olabilir.
Anne baba sevgisi çocukların gelişimine önemli katkılar sağlar. Çocuğunuza sevginizi göstererek, kendilerini sevilmeye değer biri olarak görmelerini sağlayabilirsiniz. Bu onun eğitim ve iş hayatını, aile ve dostluk ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir.
Her çocuk farklı ve özeldir. Bu nedenle çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamak yanlıştır. Karşılaştırma, yetersizlik duygusu yaratarak çocuğun gelişimini olumsuz etkiler. Ayrıca kendilerini yetersiz hissettiren davranışlardan biri de çocuğunuzu sürekli eleştirmek ve olumsuz yönlerini vurgulamaktır. Bunun yerine, çocuğunuzun olumlu niteliklerini vurgulamak onların gelişimi için daha faydalıdır. Ancak yazdıklarım çocuğun kusurlarını görmezden gelmek ve onlardan mükemmel bir çocuk profili oluşturmak olarak anlaşılmamalıdır. Çocuğun kusurları ve eksiklikleri yapıcı ve uygun bir şekilde açıklanmalıdır. Bunları aşmak için önlemler belirlenmeli ve gerekirse çocuk desteklenmelidir. Yani notu kötü olan çocuk, “Başarısız oldun bak, herkes yükseldi, daha çok çalış” vs. “Başarını ne kadar olumsuz etkiledi sence?”, “Bakalım neler yapabileceksin” gibi ifadeler yerine. notunu yükseltmek için yap’, ‘sanırım bir dahaki sefere daha çok çalışabilirsin’ vb. Çocuğunuza yargılayıcı bir tutum sergilemek gibi ifadeler de kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olur ve ilişkilerini olumsuz etkiler. Kendini sürekli yargılanmış hisseden çocuk, ailesinin uyarılarına karşı duyarsız hale gelir.