Çocuk Ve Okul Başarısızlığı
Okul başarısızlığı, bir öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarısı arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Okulda başarısız olan çocukların yetenekleri, gerçek yeteneklerinin altındadır. Bu çocuklar genellikle yeteneklerini kapasitelerinin altında kullanmaya programlanmıştır.
Eğitim başarısızlığı birikim yoluyla birikir ve çoğalır. Bu nedenle hataları mümkün olduğunca erken tespit etmek önemlidir. Anaokulunda, okul gelişimi açısından gelişimi takip edilen çocuğun okul başarısı olasılığı hızla artmaktadır. Okulun erken aşamalarında fark edilen başarısızlıklar, ilkokulda düzeltilmediği takdirde çocuğun okul hayatı boyunca yansımaları olabilir.
Okul başarısızlığını etkileyen üç önemli faktör:
1- Ev ve aile ortamı
a. Kendine güven: Öğrenmedeki neşe ve eğlence büyük ölçüde çocuğun kendine güvenine bağlıdır. Yakınlarının çocuğun ihtiyaçlarının farkında olarak onları karşılamaya çalışması özgüvende önemli bir adım atmış olur. Çocuk sevgiyi sıcak, sevecen ve istikrarlı bir aile ortamında bulur. Bağımsız olmayı, kendinden memnun olmayı, kendine saygı duymayı öğrenir. Aile ortamı ve okul ortamı, çocuğun özgüven kazanmasında etkili olan iki önemli çevresel faktördür.
b. Özerklik (özerklik): Çocuğun eğitim hayatında başarılı olabilmesi için kazandırılması gereken temel bir beceridir. Ayrıca aile işbirliği yoluyla da kazanılabilir.
c. Motivasyon: Çocuğun motivasyonu, içsel ve dışsal olmak üzere iki kaynaktan gelir. Çocuğun öğrenmekten zevk alması için motivasyonun olması gerekir. Kendi kendine öğrenmeyi motive etme yeteneği (içsel motivasyon), aile ve öğretmen tutumları yoluyla kazanılabilir. Dışsal motivasyon aynı zamanda aile, okul ve diğer sosyal çevrelerden gelen destekle de beslenir.
D. Ebeveyn Tutumu ve Başarı İçin Destek: Ebeveynler, çocuktan bireysel yeteneklerinin en iyisini yapmalarını bekler. Bu arada, çocuğun başarısına saygı duyulması ve hazır veya yeterli olmadığı bazı şeyleri başarması ve başarması için baskı olmaması önemlidir.
ile. Aşırı Ebeveyn Baskısı: Çocuk, başaramayacağına inandığı yüksek başarı düzeylerine ulaşmak için aşırı ve sürekli ebeveyn baskısı hissettiğinde, bu sürekli baskıya dayanamaz. Sonuç olarak, ebeveynlerinin ondan beklediğini düşündüğü başarıyı elde edemez. Bu duygu, yeni girişimler için cesaretini kırıyor.
G. Strese Neden Olan Olumsuz Ev Koşulları: Stres, artık bireyin ihtiyaçlarını karşılayamamasından kaynaklanan duygusal gerilim olarak tanımlanmaktadır. Çocukluk dönemi stresi, ihtiyaçların karşılanmamasından ve yetişkinler ile çocuklar arasındaki algı farklılıklarından kaynaklanabilir.
çocuklar için stresli ortamlar; Yakın bir aile üyesinin ölümü, anne-babanın boşanması ve yeniden evlenmesi, seyahat nedeniyle anne-babadan uzun süreli ayrılma, ailede hastalık, yeni okul, yeni öğretmen, annenin hamileliği, bir kardeşin doğumu, okula yeni başlama, okuldan mezun olma veya hareketli. Bu olumsuz durumlar okul hayatını ve çocuğun gelişimini olumsuz etkiler. Okuma ve aritmetikte başarısız olabilir. Bazı çocukların davranış sorunları vardır: utangaç, sessiz ve içine kapanık olabilirler.
2 – Bireysel özellikler
Bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunluk eksiklikleri okul başarısını olumsuz etkiler. Çocuğun IQ seviyesinin yaşıtlarına göre düşük olması, öğrenme güçlüğü, depresyon, davranış bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuklukları, fiziksel engel veya hastalık, görme ve işitme kaybı olması önemlidir.
Duygusal Zeka (EQ – Duygu Katsayısı), kişinin kendisinin ve başkalarının duygularını ve duygularını izleme, bunlar arasında ayrım yapma ve bu bilgiyi düşünce ve eylemlerinde kullanma yeteneğini içeren sosyal zekanın bir alt kümesidir.
Zeka ve zeka testleri üzerine yapılan araştırmalar, insanların yeteneklerini saf bilgiye dayalı olarak ölçmenin doğru olup olmadığına odaklanır. Çoklu zeka kuramına göre çocuğun bilinen 8 zeka türünden en az birine sahip olduğu düşünülerek birçok alanda değerlendirilmesi gerekir. , içsel , kişiler arası, doğa). Akademik zeka başarı için gereklidir, ancak başarıyı garanti etmez. Başarının anahtarı, EQ dediğimiz duygusal zekadır. Duygusal zeka, aile terbiyesiyle 1-6 yaş arasında gelişir.
3- Okul ve öğretmenler
Öğretmenin öğretim yılının başındaki tutumu önemlidir. Bu tutum, olumsuz davranışları pekiştirebilir ve daha iyi ve daha tatmin edici bir okul hayatı için yeni umutlara ilham verebilir. Öğretmen öğrencinin ilerleyebileceğine ve yeteneklerini kullanabileceğine inandığında, çocuk güven kazanır ve sonunda başarılı olabilir.
Okul başarısızlığı bir kısır döngüdür. Bu döngü ancak öğretmenin beklentilerini yüksek tutmak ve öğrenciyi motive etmekle kırılabilir. Öğretmenin beklentileri düşükse, öğrenciye daha az övgü ve ilgi gösterecektir. Buna bağlı olarak öğrencinin başarı beklentisi azalmaktadır. Daha az sıkı çalışanlar daha kötü notlar alırlar. Bu doğrultuda öğretmenin öğrenciden beklentileri daha da düşecektir. Bu kısır döngüden çıkmak için beklentilerimizi yüksek tutmamız gerekiyor.
Benzer nedenlerle çocuklar okula yabancılaşabilirler. Okula gelmek istemeyebilir, öğretmenine ve arkadaşlarına karşı olumsuz bir tutum geliştirebilir. Sonuç olarak, okulda başarısız olabilir.
ÇÖZÜM
Çocuğun notlarını gören aile, çocuğa olumsuz tepki vermemelidir.
Aynı zamanda çoklu zeka kuramından hareketle çocuğun birçok zeka türünden en az birine sahip olduğu unutulmamalıdır ve çocuk tek bir zeka türüne göre değerlendirilmemelidir.
Öğrenci testleri yapılarak, ailelerle görüşülerek ve öğretmenler gözlemlenerek öğrenci başarısızlığına neden olan faktörler araştırılmalıdır.
Bu sonuçlar göz önüne alındığında aile, uzmanlarla çalışarak olumsuz yönlerin ortadan kaldırılacağına ve ailenin çocuğunu başarıya götüreceğine inanmaktadır.