Montessori Eğitimindeki 8 Temel Prensip
Montessori eğitim modeli geleneksel eğitim yöntemlerinden farklıdır.Montessori eğitim sisteminin temel prensiplerinden bahsederken bu sistemin geleneksel eğitim modelinden nasıl ayrıldığını da inceleyelim.
1. Hazırlanmış ortam
Montessori eğitiminin verildiği sınıflar hazırlanmış ortam olarak adlandırılır. Hazırlanmış ortam, eğitimin gerçekleştirileceği ortamı her öğrencinin bireysel ihtiyaç ve isteklerine göre hazırlamak ve öğrenciye keşfetme alanları yaratmak anlamına gelir. Geleneksel eğitim modelinde öğretmeni merkeze alan ve öğretmen kontrolünde olan sınıf modeli, Montessori eğitiminde kesinlikle kullanılmaz. Montessori eğitiminde öğretmenler çocukların keşif yapması için uygun ortamı oluşturan bir etmendir. Sınıfta bulunan her şey çocukların keşfine uygun yerlere yerleştirilir.
2. Sınırsız zaman
Geleneksel eğitim modelinde çocuklardan beklenen zamanla ve birbirleriyle yarışmalarıdır. Eğitim içerisindeki tüm dersler zamanı kesin olarak belirlenmiş bir programda yer alır. Montessori eğitiminde ise bu durum tam tersidir. Çocuklar sabahtan akşama kadar ihtiyaçları olduğunda kendileri mola verip ilgilendikleri işleri yapmaya devam eder. Eğitimin her bir parçası bir bütün içerisinde yer alacak şekilde planlanmıştır.
3. Karma yaş grupları
Karma yaş grupları dediğimizde elbette 3 yaşındaki bir çocukla 10 yaşındaki bir çocuk gibi arada gelişimsel olarak fazlaca farklar bulunan çocukların aynı sınıfta olmasından bahsetmiyoruz. Ancak geleneksel eğitim sisteminde çok katı sınırlarla çizili diyebileceğimiz yaş grupları, Montessori metodunda daha esnektir. Yaş grupları 3-6, 6-9, 9-12 şeklinde farklı yaşlardaki çocukları içerecek şekilde düzenlenmiştir. Bu yöntem ile çocukların karışık beceri düzeylerini geliştirmesi ve farklı yaşlar ile iletişim kurması amaçlanmaktadır.
4. Öğretmenin rolü
Montessori eğitim sisteminde öğretmenler çoğu zaman çocuklar için rehber olarak adlandırılır. Bu sistemde öğretmenin görevi çocuğa bilgiyi doğrudan vermek değil, bir rehber gibi hareket ederek çocukların bilgiyi kendileri keşfetmesini ve pekiştirmesini sağlamaktır.
5. Bireysel müfredat
Geleneksel eğitim sisteminde her çocuğun aynı şeyi aynı ortamda ve aynı şekilde öğrenmesi beklenir. Ancak açıkça görülmektedir ki bu gerçek olması imkansız diyebileceğimiz bir beklentidir. Bunun yerine, Montessori sistemi her çocuğun ilgi ve çalışma alanlarına saygı duyularak istediği şeyi, istediği ortamda, istediği şekilde öğrenmesi için çocuğa rehber olmak üzerine kurulmuştur.
6. Deneyim ile öğrenme
Geleneksel eğitim sisteminde çocuklara belirli kural ve bilgiler doğrudan verilmektedir. Çocuktan beklenen bu kural ve bilgileri olduğu şekilde kabul etmesidir. Geleneksel eğitimde pratik ve uygulamaya ayrılan alan oldukça kısıtlıdır. Montessori eğitimi ise bunun tam tersi bir prensip ile çalışır. Çocuklar, kendi yaşlarına uygun materyalleri kullanarak kuralları keşfetmesi ve uygulaması için yönlendirilir. Bu şekilde hareketli öğrenme de sağlanmış olur.
7. Aktif öğrenme
Geleneksel eğitim sisteminde öğrenme çocuklara bilgiyi doğrudan vererek sonrasında onları bu bilgiden sorumlu tutma üzerine kuruludur. Bu sistem için öğrenme değil ezberleme yöntemi demek bize göre daha uygun oluyor. Diğer yandan Montessori sisteminde ise aktif öğrenme olarak isimlendirilen yöntem kullanır. Bu yöntemde çocuklar ilk önce bilgiyi, daha sonra bu bilgiyi nasıl kullanacağını keşfetmesi için yönlendirilir.
8. Öğrenme isteğini doyurmak için eğitim
Geleneksel eğitim sisteminde çocuklar merak ettikleri şeyler yerine sınırları yetişkinler tarafından belirlenmiş konular üzerinde çalışırlar. Çocuklar yeni şeyler öğrenmeyi çok sever. Ancak bir çoğu geleneksel eğitim modeli olması sebebiyle bu isteğini zamanla kaybeder. Montessori eğitim sisteminin en büyük amaçlarından biri çocukların öğrenme açlığını doyurarak bu meraklarının devam etmesini sağlamaktır.
Montessori eğitimi,
çocukların bireysel becerilerini ve ilgi alanlarını bulmanızı sağlayan bir eğitim sistemidir.
Her çocuğun bireysel becerileri ve ilgi alanlarına göre, farklı öğrenme hızına sahip olduğunu bir eğitim sistemi olan bu dal italyan bilim kadını ve eğitimci Maria Montessori tarafından keşfedilmiştir.
1907 yılından itibaren dünyanın bir çok ülkesinde montessori eğitim metodu hakkında çalışmalara başlamıştır.
Maria Montessori,çocuklarla yaptığı etkinliklerde onları gözlemledi. Yaptığı gözlemler sonucunda çocukların nelerden hoşlandıklarını ve nelerden hoşlanmadıklarını not etti.
Ceza Ve Ödül Sistemi
İtalyan eğitimci çocukların yetişkinler tarafından ceza ve ödül programlarının sevilmediğini ve fazla gürültülü ortamlarda durmaktan hoşlanmadıklarını belirledi. Çocukların özgür seçimler yapmak istediğini ve sessiz ortamlarda bulunmak istediklerini ve bulundukları çevrenin temiz sessiz ve özgür bir ortam olması istediklerini gözlemledi.
Peki Neden Montessori ?
Günümüz eğitim sistemlerinin yanı sıra montessori metodu ile yetişen çocukların yeteneklerini daha iyi keşfettikleri vücut kas sistemlerinin daha hızlı geliştiği gözlemlenmiştir. 0-6 Yaş aralığında ki çocukların öğrenmeye karşı merak seviyeleri çok yüksek olduğu için,bu dönem çocukların GELİŞİM ÇAĞININ TEMELİ olarak adlandırılır.